ÖZET
Amaç:
Benign Prostat Hiperplazisi (BPH) bağlı oluşan mesane çıkım obstrüksiyonu işeme sırasındaki yüksek detrüsor basıncı ve düşük idrar akım hızı ile belirlenir. Günümüzde BPH ile başvuran hastalarda ürodinamik çalışmalar gerek tanı gerekse takipte kullanılabilmektedir. Biz alt üriner sistem semptomları olan BPH ve buna bağlı MÇO'lu hastalarda ürodinamik çalışmaların önemini araştırmayı amaçladık. Ayrıca bu derlemede ürodinamik değerlendirme yapılması gereken hastaların seçim kriterleri incelenmiştir.
Yeni bulgular:
Bu derlemede konvansiyonel ürodinamik çalışmalar olan üroflowmetri, mesane dolum sistometrisi ve basınç-akım çalışmaları yanında özellikle son yıllarda daha çok kullanılmaya başlayan daha az invaziv ve kolay yöntemlerden mesane ve detrüsor duvar kalınlığı/ ağırlığı ölçümü ve isovolümetrik mesane içi basıncı ölçen kondom katater metodu ve penil kelepçe testi gibi testler incelenmiştir.
Sonuç:
Postvoding rezidüel idrar tayini ve üroflowmetri BPH tanı ve tedavi takibinde halen yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak sistometri ve basınç-akım çalışması özellikle cerrahi planlanan hastalarda tanı doğrulamak amacıyla kullanılabilir. Günümüzde non-invaziv yöntemlerden mesane ve detrüsor duvar kalınlığı/ ağırlığı ölçümü, kondom katater metodu ve penil kelepçe testi gibi testler invaziv ürodinamik çalışma kararı vermeden önce kullanılabilir. Bu testlerin standizasyonunda daha geniş hasta serisi olan çalışmalara ihtiyaç vardır.