ÖZET
İnflamasyon, infeksiyona bağlı oluşan bir doku yanıtıdır; özellikle kronik inflamasyon doku hasarına neden olduğundan tehlikelidir. Artan klinik bulgular inflamasyonunun, epitelyal kanser oluşumuna neden olduğunu, başlangıç aşamasında da inflamasyon-gen ilişkisinin önemli olduğunu göstermektedir. Tüm visceral tümörlerin 1/5'inde etken, infeksiyon kaynaklıdır. Eğer enfeksiyöz ajanlar kansere neden oluyorsa, etkili antienfeksiyöz tedavi ile kanserin önlenebileceği umut edilmiştir. Serviks kanserinde Human Papilloma Virüs (HPV) için geliştirilen aşı ile bu umut gerçekliğe dönüşmüştür.
Prostat kanseri, vücuttaki tümör baskılayıcı ve onkogen genlerin dengesinin bozulması sonucu ortaya çıkar. Bu dengenin bozulmasında heredite, diyet, çevresel faktörler ve infeksiyon başlıca sorumlu etkenlerdir. Son yıllarda artan sayıdaki çalışmalar ile gonore, sifiliz ya da diğer seksüel geçişli bakteriyel, paraziter veya viral kökenli hastalıklar ile prostat kanseri arasında yakın ilişki saptanmıştır. Diğer infeksiyon kaynaklı tümörlerde olduğu gibi prostat kanserinden korunmada, inflamasyonu önleme amacıyla aspirin ve diğer nonsteroid antienflamatuar ilaçlar (NSAİİ)'ın kullanılması ile ilgili pek çok çalışma yapılmıştır. Ayrıca prostat kanseri oluşumunda neden olabilecek virüslerle ilgili de aşı geliştirme çalışmaları güncel yaklaşımlardır. Bu derlemenin amacı “prostat kanseri-infeksiyon ilişkisinin araştırılarak, kanserden korunma yaklaşımlarındaki hedeflerden birisi olabilir mi?” sorusuna yanıt vermektir.