ÖZET
Mesane tümörü günümüzdeki tüm gelişmelere karşın halen ciddi bir sağlık problemi olmaya devam etmektedir. Tanı ve takipte vaz geçilemeyen basamak, invazif bir işlem olan sistoskopidir. İdrar sitolojisi tanıda yardımcı olarak kullanılmakla beraber kullanım alanı sınırlıdır. İdrar sitolojisi yüksek dereceli tümörlerde makul sensitifiteye ve spesifiteye sahiptir ancak düşük dereceli tümörlerde sensitivitesi %4 ile 31 arasındadır. Geçmiş yıllarda, mesane tümörlerinin tanı ve takibinde kullanılmak üzere çok sayıda idrar belirteçi tespit edilmiştir. Bu belirteçlerin geliştirilmesinde amaç mesane tümörü tanı ve takibinde invazif bir işlem olan sistoskopi kullanımını azaltmak ve sitolojinin yetersizliğini giderebilmek ve hatta yerini alabilmektir.
Mesane tümörlerinin tanısında nihai amaç, yüksek sensitivite ve spesifiteden daha önemli olan yüksek negatif ve pozitif prediktiviteye (PPD ve NPD) sahip idrar belirteçleri geliştirmektir. Ancak, literatürdeki pek çok çalışmada belirteçler PPD ve NPD ele alınmadan değerlendirilmiştir. Bu durum binlerce belirteçin çalışılmasına ve ümit verici sonuçlarına rağmen neden günlük kullanımda yer almadığını da açıklamaktadır. İdeal bir mesane tümörü idrar belirteçi güvenilir olarak tümörü tespit etmelidir aynı zamanda kas invazif olmayan mesane tümörü takibinde sistoskopi sayısını da azaltmalıdır. Bu amaç ile kullanıma sunulan NMP22, FISH, BTA, Immünosit gibi belirteçlerin yanı sıra çok sayıda deneysel idrar belirteçi mevcuttur. Geliştirilmekte olan idrar belirteçlerinin idrar sitolojisine göre daha yüksek sensitiviteye sahip olduğu birçok çalışma ile gösterilmiş olmakla beraber bu testler ideal olmaktan uzaktır ve yakın zamanda sistokopinin yerini alacak gibi gözükmemektedir.
Bu derleme, mesane tümörü tanısı için kullanılan güncel idrar belirteçlerinin yanı sıra deneysel testleri de gözden geçirmeyi amaçlamaktadır.