ÖZET
Prostat kanserine yönelik uygulanan primer küratif radyoterapi sonrası gözlenen nükslerin tedavisinde henüz bir fikir birliği bulunmamaktadır. Tanıda gözlenen en önemli problem metastaz ile lokal nüks ayrımının yapılmasındadır. Bugün için lokal nüksün kesin tanısını koymakta kullanılan ve kısıtlamaları olmasına karşın tek başarılı kabul edilen yöntem pozitif prostat biyopsisidir. Tanı için kullanılan klasik görüntüleme yöntemleri PSA seviyesi 10 ng/ ml'yi geçene kadar belirgin bir katkı sağlamaz. Ancak gelişen teknolojinin katkıları ile ortaya çıkan pozitron emisyon tomografisi gibi bazı gelişmiş görüntüleme yöntemleri gelecekte bu PSA seviyelerinin altında da yardımcı olabilir. Nüksler lokal, uzak veya biyokimyasal nüks olarak değerlendirilir. Bu noktada ilginç olan ise lokal nükslerin tedavisinde kullanılacak çoğu yöntemin genellikle küratif amaçlı olmasıdır. Oysa biyokimyasal nükslerde uygulanan ve neredeyse standart kabul edilen androjen baskılayıcı tedavinin (ABT) küratif bir amacının olmaması dikkat çekicidir. Hastaların tedavi seçeneklerini biçimlendirirken hastanın ilk tanı, detayları, PSA ve türevlerinin seviyeleri, hastanın beklentileri ile güncel durumuna dikkat edilmesi gerekmektedir. Günümüzde prostat kanserinin radyoterapi sonrası gözlenen lokal nüksünde tercih edilen tedavi yaklaşımları genellikle radikal prostatektomi, kriyoterapi, brakiterapi ve HİFU olarak sayılabilir. Bunlar haricinde daha nadir tercih edilen tedavi yöntemleri ise ABT, fotodinamik terapi ve gözlem olarak sıralanabilir. Bütün yöntemlerin kendilerine özgü komplikasyonları ve başarı oranları mevcuttur. Elimizdeki yeterli olgunluğa ve takip süresine sahip olmayan veriler bugün için primer küratif radyoterapi sonrası gözlenen nükslerde tedavi için bir altın standardın henüz bulunmadığını göstermektedir.