ÖZET
Wilms tümörü en sık pediatrik böbrek tümörü olup, pediatrik yaş grubu kanserlerinin %62sını oluşturur. Son zamanlarda multidisipliner yaklaşımdaki gelişmeler ve yoğu araştırmalar sayesinde hastalığın gidişinde mükemmel sonuçlara yol açmıştır. Dünya çapında sürdürülen randomize çalışmalar sayesinde tümör evresi ve histopatolojik alt grupların önemli prognostik faktörler olarak tarif edilmişlerdir. Son zamanlarda yaş, tümörün büyüklüğü, genetik anomaliler (özellikle kromozom 1p ve 16q'da olan genetik madde kayıpları) ve tedaviye yanıt protokol temelli tedaviler için risk sınıflamasına dahil edilmişlerdir.
Evreleme ve tedavide önemli rol oynayan cerrahide ürolog hala bir köşe taşıdır. Halen tedavide ulaşılan yüksek kür oranları ile metastatik olmayan ve iyi histolojik tipli hastalarda asıl amaç sonuçları kötüleştirmeden tedaviyi , morbidite ve geç oluşan kötü etkileri azaltarak yapmaktır. Buradan yola çıkarak parsiyel veya laparoskopik nefrektomi ilginç tedavi seçenekleri olarak görülmektedir. Gelecekteki protokoller nefron koruyucu veya endoskopik cerrahiyi öne çıkarabilecektir. Bu yüzden ürologlar bu konular üstüne çalışmaya devam etmelidirler.